Urartu
krallığının ulaşmış olduğu teknolojik ilerlemenin temelinde özellikle
madencilik endüstrisinin göstermiş olduğu gelişmenin çok büyük bir
etkisi olmuştur. M.Ö. l. Yüzyılının ilk yarısında Urartu krallığı;
Anadolu, ön Asya, dünyanın en büyük madenci toplumuydu. Sulama
kanallarının açılmasında, duvarlarında kullanılan milyonlarca m2 taşın
çıkarılmasında, kolay ve çabuk işlemesinde önemli bir rol oynadığı
ortada, Demirden yapılan yüzlerce; kazma kürek balyoz, kaldıraç
(mancılık) murç v.b. araç ve gereçler Urartu'ların maden devri,
madencilikte göstermiş oldukları ilerlemeyi kanıtlamaktadır.
Hem
de iklim koşulları yüzünden yıllık çalışma süresi “5” ayı geçmeyen
bölgede (D. Anadolu Böl.) bu kısa çalışma süresi içinde sulama
kanalları, baraj ve gölet inşa ediyorlardı.
Urartu
mimarlık anıtlarının olağan üstü denilecek ölçüde başarılı bir şekilde
inşa edilmesi ortaçağ ve Osmanlı hükümeti dönemi mimarisi ve
mühendisliğinde, geleneksel olarak etkilemiştir. 17. yüzyılın
ortalarında Urartu krallığının başkentliğini yapan VAN Kalesi'ni ziyaret
eden Ünlü Türk gezgini Evliya Çelebi hem Van Kalesi'ndeki Urartu dönemi
kaya işçiliğini büyük bir övgüyle anlatmış, hem de Van'ın çok başarılı
mühendisler yetiştirmekle ünlü olduğunu şu cümleyle belirtmektedir.
"Ustad Mühendisleri, yapıcıları vardır ki; benzerleri ancak Sakız' da ola"
Doğu
Anadolu bölgesinde şimdilik iki ünlü sulama kanalı bulunmaktadır.
Bunlardan bir yaklaşık "170" yıldan beri bilinmesine karşın yeterli
derecede araştırılmayan Menua (Semiramis) Kanalı, diğeri, yakında
keşfedilen Ferhat Kanalıdır.
URARTULAR'DA GÖZLENEN FARKLI MEZARLAR VE İNANIŞLAR: (EDREMİT - DİLKAYA HÖYÜĞÜ VE MEZARLIKLARI) ÖLÜ YAKMA
Çeşitli
halk topluluklarının ölü gömme geleneğine bağlı olarak gelişmiş olması
doğaldır. Ancak Urartu'larda farklı ekonomik yapıdaki kişilere ait
mezarlar; kalite ve mimari açıdan da farklıdır. Basit mezarlar toprak ve
taş mezarlardır. Dukaya mezarlık alanında görüldüğü gibi. Ölülerin
yakılarak bir ÜRNE içine konulması. Yakma daha ziyade fakir halk
tabakası tarafından benimsendiği önerileri yaygındır. Dukaya mezarlık
alanında aynı oda mezar içinde inumasyon ve kremasyon uygulamasının aynı
anda var olduğu kanıtlanmıştır. Oda mezarlarda aynı aileye ait olması
olasılığı ve aynı aileden farklı kişilerin farklı şekilde gömüldüklerini
arkeolojik bulgular göstermektedir. Oda mezarlarda eski ölülerin
iskeletlerinin geriye itildiği, yeni ölülerin öne alındığı, Urartu
Krallık öncesi dönemde de yaygın olduğu bilinmektedir. Bulunan mezar
tesbitlerinde: Mezarın uzunluğu 3.30 ile 4.50, genişliği 1.50 ile 2.30
m. arasında değişmektedir.
Toprak çukurlar içine taş ile örtülmüştür.
Yükseklik
2.5 m. ihtimalinde. Mezarın güney batı dar yüzünde bir dromos yer alır.
Dromos ile mezar odası arasındaki dikine duran saltaşı kaldırarak
farklı zamanlarda gömme yapmak mümkündür. Ölüye armağan olarak çanak,
çömlek gömülür. Arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan veriler: Urartu
mezar mimarisinin, erken demir çağ ötesine gittiği bilinmektedir.
Merasimle gömülen ünlülerin betimli adak eşyaları: kemer, miğfer, mühür
gibi kişisel eşyalardır.
Ölü Yemeği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder