Kaynağın çıktığı yerin deniz seviyesinden yüksekliği 1760 m.dir. Menua Kanalı'nın
Van
Ovasında son bulduğu yerin deniz seviyesinden yüksekliği ise = 1700
m'dır. 51 km, uzunluğundaki kanal ortalama 10 / 10.000 - 3 / 10.000
arasında bir eğimle Van Ovasına su nakletmektedir.
Ortalama
saniyede 2'5 - 3 M3 su taşıyan Menu Kanalı, Van Ovası'na taşıdığı su
kapasitesi 75 milyon m3 ten fazladır. 1950'li yıllarda Van D.S.İ. Bölge
Mühendisleri ölçüm ve onarım çalışmalarında Urartu döneminin kanal
güzergahı'nın değiştirilmemesi kanaatına varmışlardır.
Urartu atölyesini oluşturmaktadır. 51 km'lik bir kanalın oyularak su geçirilmiştir.
Arazinin
kullanışsız olan yerlerine yapılan destek duvarlarının yapımında
kullanılan milyonlarca m3 taş "EDREMİT" ve "HARABEDAR" mevkilerinden
kalka- taşı ocaklarından elde edilmiş, 1,5 ve 2,5 m. yükseklikteki
taşların yalnızca dış yüzleri kabaca düzeltilmiştir Edremit'in güneyinde
ise ünlü “ALNİUNU KENTİ” ve atölyesi bulunmaktadır. Burası D. Anadolu
Bölgesindeki en önemli yaklaşık 23-25 km.si kayalık alanlar oyularak su
geçirilmiştir. Depremlerin tekrarlandığı bir bölgede varlığını koruması
kanalın kaya içinden geçirilmesi, sağlam destek duvarlarının güçlü
oluşunun etkisini göstermektedir.
Manua
Kanalı'nın suladığı verimli topraklara ekilen meyve ve sebze bahçeleri;
Harabedar Mevki'inin güney-doğusundaki Kadembastı'da yaklaşık 3 km.
uzunluğunda 2 km. genişliğe sahip yarım aya benzeyen Kadembastı'daki
arazi yapay teraslar halinde düzenlenmiş 6 km2'lik bu arazi toprak
taşınarak destek duvarlarda inşa edilmiş, ayakla sıkıştırılmıştır. Böyle
kullanılır hale getirilmiştir. Osmanlı Devleti döneminden beri bölge
halkı buraya "Uğurlu Yer", "Uğurlu ayak basılan yer" anlamına gelen
"KADEMBASTI" adını vermektedir. Destek duvarlarının en yüksekliğinin
Kadembastı mevkiinde olup yüksekliği etkileyici bir görünüme sahiptir.
Duvar taşları ana temel kaya üzerine oturtulmuş birleştirici malzeme
olarak kilin kullanıldığı görülmektedir.
Güneşin
akşam üzeri batışına değin ışınlarından faydalanılarak uzun ve meyve
bahçelerinden sağlanan meyveler Van bölgesindeki en olgun ve Lezzetli
olanlarıdır. Kral Menua Kanalı'nın (Şamram kanalı) Kadembastı destek
duvarlarındaki 5 yazıtında birinin içeriği oldukça farklıdır. Duvarın
üstündeki büyük bir taş üzerine iki kez tekrar edilen ve iki satırdan
oluşan yazıtta aşağıdaki ifade okunmaktadır.
"Bu bağ, Menua'ın kızı Tariria'nındır. Adı "TARÎRÎA BAĞIDIR"
Kadembastı'da Menua'nın kız için diktirdiği üzüm bağları; burayı gerçek anlamda bir cennete çevirmiş olmalıdır.
Van'ın
14 km. güney batısında kalan Kadembastı Zümrüt gibi yeşilliği ile
başkent Van Kalesi kayalığından bile tüm ihtişamiyle görülmektedir.
Ünlü
Türk Seyyahı Evliya Çelebi'ninde belirttiği gibi, Van kalesindeki
yapıların bütün pencereleri Edremit sahrasında bulunan yemyeşil bağ ve
bahçelere bakmaktadır. Buradaki meyve bahçeleri ve Üzüm bağları birçok
seyyah ve araştırmacı tarafından büyük bir övgü ile anlatılmaktadır.
Günümüzde bile Van Gölü'nün güney kıyısındaki en güzel dinlenme yerini
Kadembastı mevkiindeki meyve bahçeleri oluşturmaktadır. Akşam üzeri Van
Gölü'nün Masmavi sularında batan güneş hiçbir yerde bu kadar doyumsuz ve
efsanevi bir güzelliğe sahip değildir. Hatta bu mevkideki asma
bahçeleri (Tariria adına dikilen) Asur kraliçesi Semirumis'in dünyanın 7
harikasından biri sayılan ünlü asma bahçeleriyle denkleştirilmektedir.
Evliya
Çelebi seyahatnamesinde; "Van'ın mesire bağları, Van kalesi'nin kıble
tarafından hendek aşırı mezarlığa gelince, Edremit kasabasının bağları
dahil; uzunluğu ve genişliği (8) er saat olan Van sahrası; bağ, bahçe,
ağaçlık, gülistan dır ki; bağlar hakimi, su defteri mucibince 26 bin
katardır. Su beyine su aldığı için, su öşürü verirler Bu bağların içine
insan girse kaybolur. Her bağda bir akarsu, havuz Şadırvan
sıçramaktadır. (Havuzların bazıları şimdi dahi bahçelerde mevcut) Her
birinde bir güzel köşk vardır" demektedir.
Kadembastı'daki
, asma bahçeleri ve meyve bahçeleri konusundaki en eski bilgiler;
Urartu Kralı İzpuini (Yakl. Öl. M.Ö. 830 veya 810) dönemine
rastlamaktadır.
ALNİUNU KENTİ VE TAŞ ATÖLYESİNİN KEŞFİ
Van
kalesinin batı ucundan kuzeye doğru uzanan ve Sardur Burcu ya da Madır
Burcu olarak tanımlanan yapının I. Sarduri tarafından yaptırılan 47.00
m. x 13.00 m. boyutlarındaki dikdörtgen planlı yapı, 3-4 m. uzunluğunda,
l m. kalınlığında ve her biri ortalama 8-10 ton ağırlığında olan kreç
taşları ile örülmüştür. Bu burcun; bir liman uzantısı mı, yoksa Van
gölüne 1.5 km. mesafede, kalenin batı kesimini koruyan bir stratejik
alan mı, veya bir Urartu tapınağı mı olduğu bugün bile anlaşılamamıştır.
Bugünkü
bilgilere göre Sardur Burcu yazıtında; taşların Alniunu kentinden
getirildiği belirtilmektedir. Adı geçen kent ve kreç taşı ocakları,
atölyesinin yıllarca araştırılmasına rağmen yeri saptanamamıştır. C.F.
Lehmann-Haupt, bu taşların Malazgirt'ten Van Gölüne buradan da sallarla
kaleye getirildiğini Alniunu Kenti'nin Malazgirt olabileceğini ileri
sürmüştür. C.A. Burney ise Alniunu kentinin Erciş olduğu Deliçay
(Haydarbey-Alibey) kalesi limanından Van gölü üzerinden taşındığı
sonucuna varmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder